Gözlerim kapanırken burada, başkalarının gözlerinin içindeki seni hayal ediyorum. Bilemiyorum ama. Kim bilir? Hayalimde puslulaştın, tokmaklaştın, kadıdın. Kıyısında nazsız yüreğimin titreyenisin. Bilmezsin. Düşünmeyi düşünüyorum birde İstanbul’u. Düş- ün-mek= gerçek olmayan,iyelik,mastar. Gerçek olmayan sen. İclal aydın geliyor sonra aklıma,sevmem. Neden düştün aklıma kadın! Çık! Diyorum. Çıkıyor ama gölgemin silüeti bile yorulmuş çıkartamıyor. Ben yorulmuşum. Sen hala yorulmamışsın.
29 Nisan 2011 Cuma
6 Nisan 2011 Çarşamba
Nasılda bilemedim…
Yola çıktığımda 13yaşımdaydım. Saçlarım kısa, ensem güneşten kararmış, gözlerimin etrafında 13yaşında olmaması gereken 2çizgi… ne yaşlı ne genç ne çocuk ne bebektim. İsmim Ferhat’tı ya da Ahmet tam hatırlayamıyorum. Anılarımda 2kişilik hatta bazen birçok kişilik var. Doktora gitmem gerekliliğiyle ilk uzaklaştığım şehirde karşılaştım. İnsanlar doktorla iyileşirlermiş. Acaba doktor ben miyim? Ben kendi kendime iyileşebiliyorum. Vücudumun kınından kırmızı renkte sudan kıvamlıca bir şey geliyor, kabuk tutuyor ardından hiçbir şey kalmamışçasına o maruzatlı yer düpedüzgün oluyor. Yoruldum… nerdeyim? Kimsem nerde? Hava genelde yazdığım zamanın aksine aydınlık. Etrafımdan insanlar geçiyor. En kaybolmuşluğumun içinde bir yerlerde birileri var ben tek kişilik değilim. Sussan da çoğu zaman seni biliyorum. Üşüyorum…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)