Senelerdir Mersin'de yaşamama rağmen ilk defa gittiğim bir yer Yeşilovacık.
Aslında bir köy, Silifke'ye bağlı. Denizi için 130 km yol teptik ailecek. Değdi mi? deniz için 130km günübirlik sadece gidiş bence hiçbir yere değmez. Toplamda 260 km.. vah vaaahhhh yazık giden mazot benzin tüp paralarına. Mekanla ilgili en büyük şikayetim; gölgelik herhangi bir yerin olmaması oldu.
Ne için değer peki Yeşilovacık?
Sakin en fazla 3-4 ailenin denize girdiği bir yer. Millet götüme göbeğime bakmasın diyorsan değer.
1 tane kafesi var orası da çok bakımlı değil ama hizmeti güzel. Sahil şeridi uzun yürüyüş için ideal. Ve tabii ki temiz.
Alın bakın size Yeşilovacık :)
Ortaya Karışık
26 Ağustos 2014 Salı
Hoşt ya...
Hoş ya
Sahi hoş ya sevmek
Koşmak
Gülmek
Ağlamak
Bağırmak
Ama ıslanmak hoş değil.
Hoşt ulan ne sevgisi! Başlama yine klişe konuşmaya!
Her eline kalemi klavyeyi aldığında sevgi aşk mı yazacaksın
ibne hadi ordan.
Çok bunaldım, sıkıldım bu düzenden. Tabu mudur tabut mudur
neyse artık sevmiyorum istemiyorum bunları.
Bayanım diye güzel olmak zorunda mıyım? Sütyen takmak zorunda mıyım? saçları mı düzleştirmek
zorunda mıyım? erkek sevmek zorunda mıyım? seks yapmamak mı zorundayım ya da
yapmak?
29 Ekim 2012 Pazartesi
Nasılda bilemedim…
Yola çıktığımda 13yaşımdaydım. Saçlarım kısa, ensem güneşten kararmış, gözlerimin etrafında 13yaşında olmaması gereken 2çizgi… ne yaşlı ne genç ne çocuk ne bebektim. İsmim Ferhat’tı ya da Ahmet tam hatırlayamıyorum. Anılarımda 2kişilik hatta bazen birçok kişilik var. Doktora gitmem gerekliliğiyle ilk uzaklaştığım şehirde karşılaştım. İnsanlar doktorla iyileşirlermiş. Acaba doktor ben miyim? Ben kendi kendime iyileşebiliyorum. Vücudumun kınından kırmızı renkte sudan kıvamlıca bir şey geliyor, kabuk tutuyor ardından hiçbir şey kalmamışçasına o maruzatlı yer düpedüzgün oluyor. Yoruldum… nerdeyim? Kimsem nerede? Hava genelde yazdığım zamanın aksine aydınlık. Etrafımdan insanlar geçiyor. En kaybolmuşluğumun içinde bir yerlerde birileri var ben tek kişilik değilim. Sussan da çoğu zaman seni biliyorum. Üşüyorum…
Tuhaf
Kivi gibiyiz bazen hepimiz. Pahalı,zor soyulan,göz alıcı renkli, kimisi ağız yüz buruşturan kimisi de taptatlı. Ben kiviyi çok severim. Ama eşkisini hayır. Sıkılıyorum. Yapmak ve almak istediğim çok şey varken düşününce bi o kadar azlaşıyorlar. Bişeyler icat ediyorum,düşünüyorum,buluyorum ama kimseye söyleyemiyorum. Kekremsi bi insanım aslında her boka çok seviniyo gözüküp hiçbişekilde içten gülmeyen. Herkes öyle değil mi zaten? Anlamadığım o neden benim için bunları yapıyor? 45derece fedakarlıklar insanları öldürmezde süründüren tiplerden, o da biliyo derecenin 30olması gerektiğini ama yapamıyo. Dünya bugün rüyamda çok döndü. Gecede çok sarhoştum zaten. Sarhoş olmak güzelde kontrolsüzlük mü kötü? ya da aslında güzel olan kontrolsüzlük farkında değiliz. Özlüyorum onu, onunla olan dakikalarımı,gecelerimi o daha çok ama. Üzülmek olmasa sonunda ahh bi bilsem ikimizin ilerisini! kör olasının talihi bilinmiyor ki! ama mutluyum. gönderme onu. alma benden. hoşgeldin olsun hep yüreğimdeki yeri.
29 Nisan 2011 Cuma
Gözlerim kapanırken burada, başkalarının gözlerinin içindeki seni hayal ediyorum. Bilemiyorum ama. Kim bilir? Hayalimde puslulaştın, tokmaklaştın, kadıdın. Kıyısında nazsız yüreğimin titreyenisin. Bilmezsin. Düşünmeyi düşünüyorum birde İstanbul’u. Düş- ün-mek= gerçek olmayan,iyelik,mastar. Gerçek olmayan sen. İclal aydın geliyor sonra aklıma,sevmem. Neden düştün aklıma kadın! Çık! Diyorum. Çıkıyor ama gölgemin silüeti bile yorulmuş çıkartamıyor. Ben yorulmuşum. Sen hala yorulmamışsın.
6 Nisan 2011 Çarşamba
Nasılda bilemedim…
Yola çıktığımda 13yaşımdaydım. Saçlarım kısa, ensem güneşten kararmış, gözlerimin etrafında 13yaşında olmaması gereken 2çizgi… ne yaşlı ne genç ne çocuk ne bebektim. İsmim Ferhat’tı ya da Ahmet tam hatırlayamıyorum. Anılarımda 2kişilik hatta bazen birçok kişilik var. Doktora gitmem gerekliliğiyle ilk uzaklaştığım şehirde karşılaştım. İnsanlar doktorla iyileşirlermiş. Acaba doktor ben miyim? Ben kendi kendime iyileşebiliyorum. Vücudumun kınından kırmızı renkte sudan kıvamlıca bir şey geliyor, kabuk tutuyor ardından hiçbir şey kalmamışçasına o maruzatlı yer düpedüzgün oluyor. Yoruldum… nerdeyim? Kimsem nerde? Hava genelde yazdığım zamanın aksine aydınlık. Etrafımdan insanlar geçiyor. En kaybolmuşluğumun içinde bir yerlerde birileri var ben tek kişilik değilim. Sussan da çoğu zaman seni biliyorum. Üşüyorum…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)